Başkent Günlüğü / Necdet Buluz

e.mail: necdetes@mynet.com



Amerika-DEAŞ işbirliği de

ortaya çıktı…





DEAŞ’ın ortaya çıkmasından sonra yazdığımız yazılarda hep şu vurguyu yapmıştık:



“DEAŞ, bir Amerikan projesidir. Ortadoğu’daki hedeflerine ulaşmak için bu terör örgütü ile mücadele adı altında kurulmakta olan tuzaklara dikkat etmek gerekiyor. DEAŞ kullanıldıktan sonra bu örgüt de ortadan kalkacaktır. Yoksa Amerika gibi süper bir gücün DEAŞ gibi bir terör örgütünü ortadan kaldırması bu kadar uzun ve sıkıntılı olabilir mi?”



Şimdi gelinen noktaya baktığımızda bu görüşlerimizin doğruluğu ortaya çıkmış bulunuyor. Terör örgütleri PKK/PYD ile işbirliği yapan Amerika, şimdi de yıllardır mücadele ettiği DEAŞ ile gizli işbirliğini yürütüyor.





Aşağıdaki haber, Yeni Şafak Gazetesi’nden alındı. Bu haberde Amerika’nın DEAŞ ile olan işbirliği bütün çıplaklığı ile ortaya çıkarılıyor. Yazımızı ilgilendirdiği için haberden kısa alıntıları sizlerle paylaşmak istedik:



“ABD’nin Deyrizor’dan helikopterle taşıdığı DEAŞ maskeli ajanlarının yeni görev yerleri belli oldu. Özel eğitimli ‘teröristlerin’ bir kısmını PKK işgalindeki Haseke’ye taşıyan Pentagon, bir grubu da Kerkük batısındaki Havice’ye nakletti. Haseke’deki DEAŞ timi, Musul-Rakka hattını işgal için planlanan senaryoları devreye sokacak. Türkiye’nin muhtemel Sincar harekatını önleme görevi de alan DEAŞ’lılar Kerkük’te ise Türkmenlerin sürgünüyle sonuçlanacak yeni bir kaos projesinin piyonları olacak. Suriye ve Irak’ta pek çok kenti ‘sonradan PKK’ya teslim etmek üzere’ işgal eden DEAŞ, misyonunu tamamladığı bölgelerden ABD yardımıyla taşınıp yeni görev yerlerine atanıyor. Rusya’nın, Deyrizor’da sıkışan DEAŞ’lı terörist elebaşlarının Amerikan helikopterleriyle tahliye edildiğini açıklamasının ardından, teröristlerin yeni durakları ve ABD’nin DEAŞ üzerinden yeni operasyon planları sorgulanmaya başlandı. Edinilen bilgiye göre, Pentagon-CIA emrindeki DEAŞ’lı terörist liderlerin bir kısmı Suriye-Irak sınırına yakın bir noktada olan Haseke’ye, bir kısmı da Irak’ta Türkmen kenti Kerkük’ün hemen yanıbaşındaki Havice bölgesine taşındı. Elebaşıların yöneteceği DEAŞ’lı grupları oluşturacak binleri bulan militan da geçtiğimiz günlerde Suriye güneyi ve Rakka’dan otobüslerle Irak sınırına götürülmüştü.”

Burada dikkatlerinizi çekmek istediğimiz konu şudur:

Amerika, Suriye’deki bazı bölgeleri DEAŞ’ı da kullanarak PKK/PYD’ ye teslim ederek burada Bağımsız Kürt Devleti’nin temellerini atıyor. Daha açık ifade ile Büyük İsrail projesinin ayağını güçlendiriyor. Böylece hem İsrail’in güvenliği, hem de enerji hatları ve kaynakları kontrol altına alınmış olacak.

Şimdi şu gelişmelere de bakalım:

“ABD’nin Suriye doğusundaki Haseke’ye atadığı DEAŞ maskeli ajanlarına verdiği görev büyük ölçüde belli. Rakka-Musul ekseninde ‘sorun’ istemeyen Pentagon, Musul-Tel Afer-Sincar hattının güneyine DEAŞ’lıları yerleştirip buraya istediği zaman PKK-PYD eliyle müdahale etmeyi amaçlıyor. Teröristlerin burada ABD adına üstlendikleri iki önemli görev mevcut. Bunlardan ilki, Tel Afer’de İran destekli Haşdi Şabi milislerine batıdan ve güneyden set oluşturmak. Pentagon, Haşdi Şabi’nin Tel Afer’den daha batıya geçmesini istemiyor. Verilen görevlerden ikincisi ise Türkiye’nin Sincar’a (Şengal) muhtemel askeri müdahalesinin önüne geçmek ya da operasyonu zorlaştırmak. Türkiye halen ‘ikinci Kandil’ olarak anılan Sincar’a ve Türkmen soydaşlarını korumak için Tel Afer’e müdahale hakkını elinde tutuyor. PKK’lıların barındığı Sincar’a TSK’nın operasyon başlatması halinde, bölgenin hemen güneyinde DEAŞ’ın varlığını gerekçe gösterecek Pentagon, Türk askerinin karşısına Münbiç’te olduğu gibi yine çıkacak ve ‘DEAŞ’la mücadele için birlikte savaştığı’ PKK’ya kalkan olacak. Bölgedeki militanları mobilize edecek DEAŞ maskeli ajanlar, ABD-PKK çıkarına uygun şekilde bir işi daha başarmaya çalışacak: Irak’ın kuzeyinden başlayıp Suriye’nin batısında Afrin’e dek sürmesi planlanan terör koridorunun Musul-Rakka şeridini güvenceye almak.”

Güvenlik uzmanları, nihai hedef olarak Musul-Rakka arasına, yani kadim Mezopotamya’ya hakim olmak isteyen ABD’nin son hamlelerine bu gözle de bakmak gerektiğine dikkat çekiyor. Pentagon merkezli yeni DEAŞ atamalarının, PKK’ya karşı Ankara-Tahran yakınlaşmasının hemen sonrasına denk gelmesi de dikkat çekiyor. Suriye’nin kuzeyinde Türkiye sınırını askeri üslerle donatan ABD’nin ‘DEAŞ’ bahanesiyle Sincar ve güneyine de sıçrayıp buraya da üsler açması şaşırtıcı olmayacak.

“ABD’nin DEAŞ’ı Irak ağırlıklı planlarını hayata geçirmek üzere yeniden konumlandırması ve Irak Bölgesel Yönetimi’nin 25 Eylül’deki referandum ısrarı, Türkiye’nin Irak’ın bütünlüğüne yönelik endişelerini iyice artırdı. Bu doğrultuda sözde müttefiklerin en büyük korkusu ise, kısa süre önce dile getirilmiş olan ‘Dicle Kalkanı Harekâtı’. Geçmişte Irak’a topraklarını ve vatandaşlarını bırakan Türkiye’ye, bölünmenin somutlaşması durumunda Irak’a aktif müdahale hakkı doğuyor. Güvenlik Uzmanı Dr. Abdullah Manaz, Türkiye’nin bu haklılığını Irak’ın kuruluş kanunundan aldığını belirtiyor. Manaz, “Türkiye hem Irak’ın kuruluş kanunu hem de uluslararası kabul gören diğer anlaşmalar nezdinde Irak’ın toprak bütünlüğünün korunmasında müdahildir. Buna hiç kimse karşı çıkamaz” diyor. Türkiye-Suriye sınırındaki terör koridoru planına Fırat Kalkanı Harekâtı ile en büyük darbeyi vuran Mehmetçik, Dicle Kalkanı ile de Irak’a nizam verebilir. Bu kapsamda TSK, özellikle Silopi’ye cumhuriyet tarihinin belki de en büyük sevkiyatını gerçekleştirdi.

Konu ile ilgili yazılarımızı sürdüreceğiz.

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz