BASIN BÜLTENİ Cumhurbaşkanı Akıncı: “Artık görüşmelerde kimse mola istemesin” - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Cumhurbaşkanı Akıncı: “Artık görüşmelerde kimse mola istemesin”
Tarih: 02.02.2017 > Kaç kez okundu? 917

Paylaş


Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs konusunda 2-3 ay içerisinde bir sonuca ulaşılamaması durumunda sürecin Rum tarafındaki seçim sürecinin sonrasına sarkabileceğini kaydederek, görüşmelere artık mola verilmemesini istediğini söyledi.

Akıncı, Rum lider Nikos Anastasiadis’le ara bölgede yaptığı görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığı’nda basını bilgilendirerek soruları yanıtladı.

Bugünkü (dünkü) görüşmede ilerleyen günlerdeki yol haritasının şekillendirilmeye çalışıldığını kaydeden Akıncı, Şubat ayında 9, 16 ve 23’ünde olmak üzere üç kez Rum liderle bir araya geleceklerini, müzakerecilerin de düzenli olarak görüşmelerini sürdüreceklerini kaydetti.

Beşli Kıbrıs Konferansı’nın 12 Ocak’ta Cenevre’de başladığını ve halen sürdüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, Cenevre’de teknik düzeyde toplantının devam ettiğini ve yeniden politik düzeyde beşli olarak Mart ayı başlarında bir araya gelinecek şekilde tarih belirlenmesi adına BM’den garantörlerle görüşmeler yapmasının talep edildiğini ifade etti.

“Bu iş atık ilânihaye süremez; bir şekilde sonuçlanacaktır” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, 1-2 ay sonra Rum tarafında seçim davullarının çalmaya başlayacağını, doğal gaz çalışmalarının yeniden gündeme geleceğini belirterek, elde edilen ivmenin devam etmesi gerekliliğini bugün (dün) Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’le birlikte bir daha teyit ettiklerini söyledi.

Akıncı, bir soruya karşılık, öteden beri tarih vererek bir şeyleri sınırlamak istemediğini; buna karşın 2016 yılı sonuna siyasi bir çözüm çerçevesi çizilmesi gerektiğini söylemiş olduğunu kaydetti.

2-3 ay içinde bir sonuca ulaşılmaması halinde sürecin, Rum Başkanlık seçimlerinin sonrasına sarkacağını söyleyen Akıncı, bölgede yaşanan olumsuzlukların da göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade etti ve “Benim temennim, kimse artık mola istemesin, masaya oturalım ve anlaşalım şeklindedir” ifadelerini kullandı.

Beşli konferansın adının “Kıbrıs Konferansı” olduğuna, “Güvenlik Konferansı” olmadığına da işaret eden Cumhurbaşkanı, beşli olarak güvenlik ve garantilerin, ikili olarak da diğer konuların oturulup görüşüleceğini belirtti ve “Bir sonuca varırız veya varamayız” denilebilmesi için az bir zaman kaldığını bildirdi.

Akıncı başka bir soruya karşılık da, Rum liderle yaptıkları görüşmede tarih olarak “Mart başı” diyerek bir zaman dilimi öngördüklerini kaydetti ve beşli konferans gününün garantörlerle birlikte hep beraber belirleneceğini, diplomaside bunun bu şekilde olmasının gerektiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, bir soruyu yanıtlarken, topun şu ya da bu tarafta değil, sahada olduğunu belirterek “Saha da hepimizindir, en başta da Kıbrıslıların. Bizim halletmemiz gereken ana konuların yanı sıra, garantörlerin de desteğiyle halledilebilecek konular da var. Dolayısıyla hepimizin bu konuda iyi niyetle çaba göstermemiz lazım. Sadece bir tarihi belirleyip emrivaki de yapamazsınız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, haritayla ilgili bir soruya karşılık Cuellar belgesinin Meclis’te onaylandığını söylediğini fakat hiçbir zaman bir haritadan bahsetmediğini, hep oran konuştuğunu söyledi.

Cuellar belgesinin oranın 29-30 arası bir yerde olacağını çağrıştırdığını kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, “Merhum Cumhurbaşkanı Denktaş’ın neden 29+ dediğini artık Mısır’daki sağır sultan bile biliyor. 30’un altına inmek için yüzde 29+ denmiştir… Süreci çok yakından biliyorum” ifadelerini kullandı.

29 Mart 1986 belgesinin Meclis’teki tüm partilerin onayıyla Ekim 1987’de yüzde 29+’yı içerecek şekilde onaylandığını belirten Akıncı, “Eğer bir çözüm olacaksa aşağı-yukarı oranın bu olacağı bir gerçek. Ben halkımı gerçeklere hazırlamak için buradayım… Bu da bütünlüklü bir çözümün parçası… Bizim veya onun sunduğu harita kabul edilmiş değildir, zaten harita konusu da anlaşmazlıklardan biridir” şeklinde konuştu.

“Yüzde 29+ oranın” kimi kesimlerce “Bu yüzde 35 de olabilir” şeklinde lanse edildiğine de dikkati çeken Akıncı, “Masada belki yüzde 35’i isteyemezsiniz, ama yüzde 25’e de kimse Kıbrıs Türkü’nü ikna edemez” ifadelerini kullandı.

Bulunacak olası bir çözümde mümkün olduğunca az insanın yer değiştirmesini istediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, buna karşın bir miktar insanın yer değiştireceğini fakat ev ve iş garantisi olmadan kimsenin yerinden olmayacağını kaydetti.



Özgürgün: “Harita sunulması çok büyük taviz”



Başbakan Hüseyin Özgürgün, halka sunulacak referandum planı ortaya çıkmadan harita vermenin “çok büyük taviz ve stratejik hata” olduğunu belirterek, “Bundan sonra Kıbrıs Türk tarafının elinde hiçbir koz yok, bütün kozlarını masaya koymuş durumda” dedi.

Başbakan Hüseyin Özgürgün, Türkiye’de yayın yapan Best FM radyosunun haber Müdürü Ufuk Karcı’nın sunduğu “Konuşan Türkiye” programında Kıbrıs müzakere sürecine ilişkin soruları yanıtlayarak, değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı, müzakerelerde ilerleme olmamasına ve ana konularda sorunlar olmasına rağmen, Rum tarafına harita sunma eleştirisinde bulunan Özgürgün, Rum lider Nikos Anastasiadis ile bundan sonra ne görüşüleceği sorusunu sordu. Başbakan Özgürgün, “Rum tarafı bundan sonra, ‘Türk askeri çıksın mı çıkmasın mı’ tartışmasına girecek, bunu isteyecek, sen de bunu verip vermemekle uğraşacaksın. Bu noktaya gelinmemeliydi’ diye konuştu.

Başbakan Hüseyin Özgürgün, müzakerelerin geldiği aşamanın iki yönden önemli olduğunu ifade ederek, 1960’dan sonra ilk defa beşli konferansın toplandığını, bu toplantıda sonuca ulaşılması hedefiyle garantör ülke olarak, Türkiye, İngiltere ve Yunanistan’ın ilk defa irade ortaya koyduğunu belirtti.

Özgürgün, “Bana göre bu son nokta. Esas bunu konuşmak lazım, bundan ötesi de yok. Ama şu anda Yunanistan’ın ve Kıbrıs Rum tarafının tavrına bakıldığında, bu ötesi olmayan bir konunun anlaşmayla sonuçlanma ihtimalinin de olmadığı gözüküyor. Zaten zirvenin ilk günden çok kısa sürede sonuçlanması ve komisyonların devam edeceğinin açıklanması da aslında bunun göstergesi” dedi.

Kıbrıs müzakerelerinin 1968’de başladığı günden bu yana belli süreçlerden geçtiğini ve BM’nin 5 defa çözüm planı sunduğunu ve bu planların BM Genel Sekreterleri’nin adıyla anıldığını ve hiç birinde çözüme ulaşılamadığını anlatan Özgürgün, görüşmelerdeki temel prensibin “her şeyde anlaşılmadan hiçbir şeyde anlaşılmış sayılmaması” olduğunu kaydetti.

Görüşmelerin hiçbirinde toprağın pazarlık konusu yapılmadığını ve hiçbir bir şekilde harita ile KKTC veya Türkiye’nin herhangi bir toprağı vereceğini taahhüt etmediğini vurgulayan Başbakan Özgürgün, Annan Planı’nda haritanın olduğunu ama plan referandumda kabul edilmediği için onun da ortadan kalktığını belirtti.

Görüşmelerin bu aşamasında harita sunulmasını eleştiren Özgürgün şöyle devam etti:

“Haritanın ortaya konması öncelikle müzakerede sonucu getirir. Çünkü Annan Planı referanduma sunulmak üzereyken harita ortaya çıkmıştı. Şimdi referandum ortaya çıkmadı, herhangi bir şekilde birçok konuda uzlaşmazlık var. Annan Planı’na ‘hayır’ diyen taraf ‘beni tatmin etmelisiniz, daha da isterim’ diyor ve bu aşamada harita veriliyor. İşte biz buna itiraz ettik. Kimin toprağını kime veriyorsunuz. Çok büyük bir taviz ortaya çıkıyor. Bir de şu ortaya çıkıyor; bundan sonra Kıbrıs Türk tarafının elinde hiçbir koz yok, bütün kozlarını masaya koymuş durumda. Böyle bir müzakerecilik olmaz. Müzakere stratejisi açısından da çok ciddi bir hata olarak görüyorum.”

Liderlerin bugün yapacağı görüşmeye ilişkin bir soru üzerine, “Sayın Cumhurbaşkanı haritayı da koyduktan sonra Anastasiadis’le neyi görüşecek?” diye soran Başbakan Özgürgün, “Müzakere olarak bitirmiş durumda. Zaten haritayı koymuş, arkasından güvenlik ve garantileri Türkiye, Yunanistan ve İngiltere oturmuş konuşmaya başlayacak. Yunanistan, ‘Türk askeri çıkmadan hiçbir şeyi konuşmam’ demiş. Neyi görüşeceklerini merak ediyorum” ifadesini kullandı.

Özgürgün, müzakerelerde “sonuca çok yaklaştık” söyleminin gerçekçi olmadığını belirterek, şöyle devam etti:

“Sonuca çok yaklaştık diyen birisinin nerede sonuca yaklaşıldığını bana izah etmesi lazım. Toprak ve Garantilerde mi, Mülkiyette mi, Yönetim ve Güç Paylaşımında mı sonuca yaklaşıldı. Yoksa başka konularda mı yaklaşıldı, nerede sonuca yaklaşıldı. Bunların hepsi tartışmalı, hepsinde de sorun var. Ciddi konularda da yakınlaşma yoksa o zaman nerde yaklaştık. Beşli görüşmeyi yaptık diye yakınlaşma olmaz, Yunanistan onu (beşli görüşmeyi) berhava etti, şuanda komisyonların yaptığı görüşmeler var. Üst düzey görüşme bitti. Bugün Cumhurbaşkanı, Anastasidis’le tekrar görüşüyor. Bu akıldan, rasyonellikten uzaklaşma mıdır, yoksa bir şekilde görev sürdürme azmidir onu anlamadım. Yani, Rum tarafı net olarak, ‘Türk askeri çıkmadan çözüm yok’ diyor, ben de ‘Türk askeri çıkmayacak’ diyorum. Ama bunu söyleyince Sayın Cumhurbaşkanı Rum tarafını suçlamıyor beni suçluyor. Bu bir milli dava ama nereye geldik. Rum tarafına ‘Türk askeri çıkmayacak’ dediğim için Rum tarafı beni nerdeyse ‘istenmeyen adam’ ilan etti, Elam örgütü beni tehdit ediyor, Sayın Cumhurbaşkanı ise sevilen adam, neden? Sayın Cumhurbaşkanı Rum tarafına cevap vereceğine bana cevap veriyor. Benim söylediğime cevap veriyor, bu noktaya gelmek üzücü. Bizim, Cumhurbaşkanı Akıncı ile bir derdimiz yok. Bizim derdimiz; Kıbrıs’taki Türk varlığının devam etmesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin fiili garantisinin devam etmesi, Türkiye’nin buradaki garantörlüğünün ve Türkiye’nin varlığının kabul edilmesi. Türkiye’ye ‘işgalci’ ve ‘Türkiye’den gelenler dışarı’ diyenlerle artık neyi konuşacağız? Harita bile verildikten ve beşli konferans bittikten sonra. Ben bunu soruyorum.”

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş döneminde gündeme gelen yüzde 29 artı oranında herhangi bir harita ve konum ortaya konulmadığına vurgu yapan Başbakan Özgürgün, “Yüzde 29 artı, eğer o dönemde bir anlaşma olsaydı ortaya çıkacak olan bir rakamdı” dedi.

Denktaş’ın, o zaman “yüzde 45’de yüzde 29 artıdır. 29’un üzerinde bir toprak talep ediyorum” dediğini hatırlatan Özgürgün, yüzde 29 artının zaten konuşulduğunu, bu oranın nasıl olacağının ve harita sunumunun referanduma gidileceği anda ortaya konulması gerektiğini söyledi.

Rum tarafının bundan sonra, “Türk askeri çıksın mı, çıkmasın mı” tartışmasına gireceğine işaret eden Özgürgün, “Rum tarafı bunu isteyecek, sen de bunu verip vermemekle uğraşacaksın. Bu noktaya gelinmemeliydi’ dedi.

Başbakan Özgürgün, Annan Planı’a “hayır” dediği için vicdanının çok rahat olduğunu, “hayır” kampanyasını yürüten tek partinin de Ulusal Birlik Partisi (UBP) olduğunu dile getirdi.

Özgürgün, şöyle devam etti:

“Biz canı gönülden ‘hayır’ı savunduk, bugünlere gelineceğini biliyorduk. Yani, Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan’ın Kıbrıs’ta tek bir Türk askeri, Türk bayrağı kalmayana kadar mücadele edeceğini biliyorduk. Beşparmak dağlarındaki bayrağın olduğu yeri Türk toprağı olarak bırakın geri kalan her yeri Rum’a verin yine anlaşma olmaz. Rum tarafı ‘burası Elen adasıdır, burası sadece Elen toprağıdır. Türkler benin azınlığım olarak kalabilir, azınlık hakları verebilirim’ diyor. Rum tarafında hiçbir şey değişmemiş; Makarios’un 1950’de yaptırdığı kamuoyu yoklamasında yüzde 95 Enosis çıkmıştı. Bugün yapılsın, aynı sonucun çıkacağını garanti ederim. Ama, bugün Rumların karşısında çok daha güçlü bir Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye var, mesele buradadır, o zamanki kadar zayıf değiliz”

Dünyanın bir çok kere Kıbrıs Türk tarafının çözümden yana olduğunu gördüğünü ama hiçbir şeyin değişmediğini kaydeden Özgürgün, hep Rum tarafının ödüllendirildiğini, AB’ye alındığını, tüm izolasyon ve ambargoların devam ettiğini, Kıbrıs Türk tarafının 2004’te “evet” demesiyle kaldığını belirtti.

Rum tarafı ve Yunanistan’ın her defasında bir taviz kopardığını kaydeden Özgürgün, “Bu kadar iyi niyetin saflıktan öteye gitmediğini düşünüyorum” ifadesini kullandı.

Rum tarafı ve Yunanistan’ın anlayacağı dilden konuşmak gerektiğini vurgulayan Özgürgün, “Çünkü hiçbir anlaşmaya tamam demediler, hiçbir anlaşmaya demeyecekler. Bu net bir şekilde ortada duruyor. Hiçbir anlaşma niyeti olmayan birisine o zaman, ‘Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye olarak kendi yoluma giderim’ denilir. Bunu da kabul etmek zorundadırlar” dedi.

Bu konuda Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile aynı dili konuşamamanın sıkıntı olduğunu, Rumların ise bunu başardığını kaydeden Özgürgün, “Kıbrıs’taki iç dengelere oynuyorlar Avrupa Birliği de bunu yapıyor. Kıbrıs’taki iç politikada ciddi şekilde bir kesim yaratıldı, bu kesimin temsilci de şuanda Sayın Cumhurbaşkanı Akıncı. Ama biz Sayın Cumhurbaşkanı ile mücadele etmek istediğimizi söylemiyoruz, Sayın Cumhurbaşkanına ‘gerçeği gör’ diyoruz. Rum tarafının senin iyi niyetine verecek hiçbir cevabı yok” diye konuştu.

Özgürgün, Rum tarafı ve Yunanistan’ın AB içinde olduğunu ve Yunanistan’ın garanti edecek bir durumu olmadığını, tek dertlerinin Türk askerinin adadan çıkması olduğunu ifade ederek, “Yunanistan garantörlükten vazgeçeceğini açıkladı. Onların derdi Türk askerinin çıkması. Türk askeri çıkınca Enosis’i gerçekleştirmek için hiç bir engel kalmıyor. Güvenlik için endişesi olan Kıbrıs Türkleridir” dedi.

Ada’daki İngiliz üsleri konusunun ise hiç gündeme getirilmediğini, Kıbrıs’taki yapının İngiliz üslerinin varlığına dayandırıldığını, Kıbrıs Türkleri ve Rumlar birbiri ile uğraşırken kimsenin üslere bakmayacağını anlatan Başbakan Özgürgün, üslerin İngiltere açısından Ortadoğu, Kuzey Afrika, Doğu Akdeniz ve Körfez bölgesini kontrol için bedava uçak gemisi olduğunu söyledi.



Eide: “Akıncı ile Anastasiadis BM’den Cenevre Konferansı’nın devamı niteliğinde bir toplantı için hazırlık talebinde bulundu”



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in mart ayı başında Cenevre Konferansı’nın devamı niteliğinde bir toplantı gerçekleştirilmesi için BM’den hazırlık yapılması talebinde bulunduğu bildirildi.

Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla sürdürülen müzakereler kapsamında dün bir araya gelen liderlerin, çözümlenmemiş konuları ele almak için şubat ayında haftada bir görüşeceği, bundan sonraki ilk görüşmenin 9 Şubat Perşembe günü yapılacağı, müzakerecilerin ise rutin toplantılarına devam edeceği kaydedildi.

BM Genel Sekreteri’nin İyi Niyet Misyonu Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre, ara bölgede Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis arasında gerçekleştirilen görüşme sonrasında Eide açıklama yaptı.

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide, görüşmede, 12 Ocak’ta Cenevre’de gerçekleştirilen Kıbrıs konferansından bu yana ve 18-19 Ocak’ta Mont Pelerin’de temsilciler düzeyinde gerçekleştirilen sonraki toplantılarda yaşanan gelişmelerin değerlendirildiğini kaydetti.

Liderlerin bugünkü görüşmede, müzakere sürecindeki mevcut ivmeyi sürdürme yönündeki güçlü niyet ve kararlılıklarının altını çizdiklerini kaydeden Eide, 12 Ocak’ta gerçekleştirilen Kıbrıs Konferansında yapılan açıklamaya paralel olarak liderlerin önlerindeki müzakere süreciyle ilgili bazı kararlar aldıklarını belirtti.



Merkel’in Türkiye ziyaretinin gündeminde Kıbrıs da var



Almanya Başbakanı Angela Merkel, çalışma ziyaretinde bulunmak üzere bugün Türkiye'ye gidiyor.

Merkel'in ziyareti kapsamında, Türkiye-Almanya ikili ilişkileri ve iş birliği, terörizmle mücadele, göç, Kıbrıs çözüm süreci ve Türkiye-AB ilişkilerinin yanı sıra iki ülkenin ortak gündemindeki uluslararası ve bölgesel konuların ele alınması öngörülüyor.



Bağımsızlık İttifakı’ndan Cumhurbaşkanı ve görüşmeci heyetine eleştiri



Bağımsızlık İttifakı, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve görüşmeci heyetinin Kıbrıs müzakerelerinde Kıbrıs Türk halkını temsil edemeyeceğini iddia ederek hükümetin ve Meclis’in de bu yönde karar almasını istedi.

Bağımsızlık İttifakı’ndan yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Anayasa’yı ihlal ettiği ve tarafsızlığını yitirdiği yönünde eleştiriler yer aldı. İttifak, Cumhurbaşkanı ve görüşmeci heyetinden desteğini çektiğini de belirtti.















Enformasyon Dairesi







Facebook





Twitter





Website





Instagram













Dışişleri Bakanlığı







Facebook





Twitter





YouTube





Website













KKTC Dışişleri Bakanlığı

Enformasyon Dairesi



Tel: +90 (392) 228 3365 / 228 3241

Fax: +90 (392) 228 4847

E-Mail: pio@mfa.gov.ct.tr

Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC

via Mersin 10 / TURKEY



Twitter: @trnc_pio

Facebook: TRNC Public Information Office / KKTC Enformasyon Dairesi

Youtube: KKTCDisisleri





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 30
Dün Tekil 1579
Bugün Tekil 214
Toplam Tekil 4063184
IP 3.135.195.249






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























8 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Ba ka dile uymaz anan n sesi, Her s z n ararsan vard r T rk esi
(Ziya G KALP)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.978 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu