BASIN BÜLTENİ Akıncı, Biden ve Ban ile telefonda ile görüştü - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Akıncı, Biden ve Ban ile telefonda ile görüştü
Tarih: 24.11.2016 > Kaç kez okundu? 991

Paylaş


Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile görüştü.

Cumhurbaşkanı Akıncı, akşam saatlerinde telefonla kendisini arayan Biden’a Mont Pelerin’da yaşanan gelişmeleri ve Kıbrıs Türk tarafının tutumunu aktardı.

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, ABD Başkan Yardımcısı’na Kıbrıs Türk tarafının çözüm kararlılığını ve bu yöndeki iradesinin devam ettiğini de vurguladığı belirtildi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı dün akşam ayrıca BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile de telefonda görüştü. Ban, Cumhurbaşkanı Akıncı'yı telefonla aradı. Ban'ın sürece verdiği desteği yinelediği görüşmede, Akıncı'nın da Mont Pelerin'de yaşananlarla ilgili bilgi verdiği belirtildi. Cumhurbaşkanı Akıncı'nın, Türk tarafının yapıcı tutumuyla attığı olumlu adımları anlattığı ve 2016'da çözüm hedefiyle kararlılığını tekrarladığı kaydedildi.

Öte yandan, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, müzakerelerdeki son gelişmelerle ilgili olarak bugün Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nu bilgilendirecek



Özgürgün: “Görüşmeler Rum tarafının ‘her şeyi isterim’ tavrı nedeniyle sonuçsuz kaldı”



Başbakan Hüseyin Özgürgün, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın “aşırı esnek” davrandığını, buna rağmen Rumların “her şeyi isterim” tavrı nedeniyle Kıbrıs görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını söyledi.

Özgürgün, “Bir kere daha Rum tarafının aklıselim davranmasını ümit ediyorum. Davranmadığı takdirde, Kıbrıs Türk tarafının kendi yolunda devam etmesi zor veya anlaşılmayacak bir karar olmaz” diye konuştu.

Özgürgün, İsviçre’nin Mont Pelerin şehrinde iki tur yapılan Kıbrıs görüşmelerinden çıkan olumsuz sonucun, Türkiye ve KKTC’den değil, Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan’dan kaynaklandığını söyledi.

Başbakan Özgürgün, BRT’de katıldığı bir programda, Mont Pelerin’de yapılan Kıbrıs görüşmelerine ilişkin soruları yanıtladı.

Zirveden olumsuz sonuç çıkması üzerine, “Bundan sonra nelerin beklediği, hükümetin görüşmelere ilişkin tavrının ne olduğuna” ilişkin soruya karşılık Başbakan Özgürgün, görüşmelerde hükümet temsilcisinin de olması gerektiğini Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya ilettiklerini anımsattı.

“Biz görüşmelerin sonucunu basından veya bir şekilde sızan haberlerden takip edebiliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı döndüğünde orada ne olup bittiğini tam olarak öğreneceğiz. Sonuçta bir gerçek var; bir uzlaşıya varılamamış olması, 2016 yılsonu hedefinin bir şekilde sıkıntıya uğraması ve o sürecin tamamlanamaması nedeniyle doğacak olan sıkıntılar şu anda net görünen, buzdağının su üzerinde kalan kısımları” dedi.

Mont Pelerin görüşmelerinde çıkan sonucun Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’den kaynaklanmadığını, tamamen Rum tarafı ve Yunanistan’dan kaynaklandığını vurgulayan Başbakan Özgürgün, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Ada’dan ayrılmadan önce siyasi parti liderleri ile yaptığı görüşmede ilk zirvenin sonuçlarını, hangi adımları attığını anlattığını aktararak, şöyle devam etti:

“Bizde bunun üzerine, ‘bizden bir adım geldi, şimdi sıra Rum tarafında’ noktasında partilerin görüşü vardı. O adımın da Rum tarafından gelmediği belli. Olumlu bir cevap alınsaydı belki görüşmeler bir veya iki gün daha sürer veya tarih belirlenerek bir üçüncü tura tekrar gidilirdi. Zaten Kıbrıs konusu turlamaya döndü, 1968’den beri Kıbrıs konusunda turluyoruz.”

Kıbrıs Rum tarafının uzlaşmama konusunda net bir tavrının olduğunu kaydeden Başbakan Özgürgün, “Bu noktadan sonra kaç defa daha Rum tarafının reddi ile veya olumsuz tavrı ile veya Kıbrıs’taki bütün hakları talep eden, hep veren tarafın Türk tarafı, alan tarafın da Rum tarafı olması şeklindeki yaklaşımına daha ne kadar tahammül edilecek ?” diye sordu.

Başbakan Özgürgün, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın attığı adımlarda fazla esnek davrandığını ifade ederek, “Bize göre bu adımlar esnekti. Ancak biz, bir uzlaşma olur umuduyla o adımları da sessiz bir şekilde bekledik. Görüldüğü gibi netice, yine Rum tarafının ‘her şeyi isterim’ tavrı ile sonuçsuz” dedi.

Rum tarafının “Türk askeri gidecek, 100-160 bin kişi dönecek, Güzelyurt, Karpaz ve Maraş’ı isterim” tavrından bir santim geri dönmediğini kaydeden Başbakan Özgürgün, “Toprakta yüzde 29.2 oran konuşulduğu, Türk tarafından yeni beklentiler mi olacağı” yönündeki bir soru üzerine, “Türk tarafı yapabileceğini yapmıştır zaten. Daha fazla yapacak bir şeyi yoktur” diye konuştu.

Toprakta yüzde 29 artı oranının 1970’lerden beri masada olan bir formül olduğunu, buradan geriye dönülmesinin mümkün olmadığını, bunun da ciddi bir esneme olduğunu kaydeden Başbakan Özgürgün, şöyle devam etti:

“Her şeyde anlaşılmadan hiçbir şeyde anlaşılamaz denir ya, bunun tam bir palavra olduğu görülüyor. Siz masaya bir şey koyduğunuz zaman o verilmiş, alınmış addediliyor. Oysa öyle bir şey yoktur. Görüşmelerde prensip, her şeyde anlaşılmadan hiçbir şeyde anlaşılmış sayılmaz. Ama yıllar önce telaffuz edilen 29 artı bile şuanda masadaysa, demektir ki Kıbrıs konusunda bir şeyi telaffuz ederken çok dikkatli olmak lazım. Oraya da gelmiş olmamız aslında ciddi bir esnemedir. Ona rağmen Rum tarafı çok daha aşırı isteklerle duruyor. Güvenlik, garantiler konusunda hiçbir adım atmıyor, toprak talepleri en üst düzeyde, yerinden olacak birçok insana rağmen bunda anlayış göstermiyor. Aradan 42 yıl geçmiş hala daha 160 bin kişinin geri dönmesinde ısrar ediyor. Bu rakamlarla gerçekçi bir çözüm, kalıcı, adil, yaşayabilir bir çözüme ulaşmanın imkânı yok. Bu kafayla ancak, adil olmayan, yaşamayan bir çözüme ulaşılır.”

Kıbrıs Türk halkının azınlık olarak yaşamayı kabul etmeyeceğini, eşitlik istediğini, iki kesimliliği kesin bir şekilde ortaya koyduğunu, garantörlüğün belli bir şekilde devam etmesini istediğini vurgulayan Başbakan Özgürgün, “Garantörlüğün önemi hem 1963, hem 1974’de hem de bugün çok açık ortadadır. Kıbrıs adasının etrafındaki bütün ülkelere bakın” dedi.

Başbakan Özgürgün, “Yakın zamanda ne bekliyorsunuz” sorusuna, “Bir anlaşmaya Rum tarafı neden yanaşmıyor?” sorusuyla karşılık vererek, şöyle konuştu:

“Bir anlaşma için motivasyon lazım. Rum tarafı, hep benimdir deyip de hiçbir şeyde anlaşmıyor. ‘Nasıl olsa bu Kıbrıslı Türkler bir gün çözülür, bunlar zaten kendi içlerinde de problemli, birlik değiller. Biraz daha sabredersek, yakında her şeyden vazgeçerler” gibi bir düşünce içerisinde. Bunu net olarak görüyoruz. Bundan onları vazgeçirmenin iki yolu var. Biri, kendi içimizde birlik beraberliği sağlamak. Yani, Rum tarafının bir anlaşma yapmasının koşulu, Kıbrıs Türk tarafının kararlı ve güçlü bir şekilde birlik beraberlik içerisinde bir anlaşmaya evet, bu anlaşmanın şartları da bunlardır demesindedir. Rum tarafı bunları gördüğü zaman ‘benim beklememin bir faydası yok’ noktasına belki gelebilir.”

İkinci olarak da uluslararası toplumun Rum tarafına, adım atmasını söylemesi gerektiğini ifade eden Başbakan Özgürgün, “Rum tarafı bugün görüşmelerden kalkan taraf mıdır, hayır. Bugün, iki taraf anlaşamamış noktasındayız. Bana göre Sayın Cumhurbaşkanı Akıncı inanılmaz, belki bizim de sıkıntı yaşayacağımız esneklikler ortaya koydu. Detaylarda boğulmamak için onu şuanda konuşmuyorum. Bu esnekliğe rağmen masadan bir sonuçla kalkılmamasından dolayı Rum tarafı suçlanmadı. İki taraf anlaşamadı oldu. Belki Türkiye’yi suçlamaya çalışanlar var, belki Sayın Akıncı’ya bir şeyler söylemeye çalışanlar var. ” diye konuştu.

Başbakan Özgürgün, “Bir anlaşmanın olabilmesinin önkoşulları; Kıbrıs’ta Rumların da bir anlaşma dışında şanslarının olmadığı, bir anlaşmanın iki tarafa da ciddi ekonomik refah getireceğinin anlaşılması ve anlatılması, üçüncüsü de Kıbrıs Türklerinin bu adada kendileri kadar hak sahibi, kendileri kadar insan, kendileri kadar eşit bir halk olarak görmesinden geçer. Bu görülmediği için anlaşma olamıyor, sıkıntı burada” dedi.

Kıbrıs Türk tarafının hiçbir zaman bir anlaşmadan kaçmadığını, Rum tarafının ise bu yaklaşımda olmadığını kaydeden Başbakan Özgürgün, yıllardır Rum tarafının kötü niyetlerini ortaya koyduğu süreçlerin yaşandığını, bugün de bir yenisinin yaşandığını belirterek, şöyle konuştu:

“Türk tarafı ne kadar daha Rum tarafını masada bekler. Ne kadar, ‘bu da bitti de yenisine başlayalım’ gibi belirsiz, Rum tarafını rahatlatan bir sürece devam edebilir. Bunun da sorgulanması lazım. Rum tarafının şunu çok iyi bilmesi lazım; kendisi kadar eğitimli, kendisi kadar dünyayı bilen, kendisi kadar devlet ve demokrasi olgunluğunu yakalamış bir halk var, bununla bir ortaklık yapmadığı takdirde Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşmak mümkün değil. Ortak olacağız. Bunu anlamadığı sürece ki bugüne kadar anlamadı, bizim de onu sonuna kadar bekleme diye bir durumumuz olamaz. Çözüm hep masada birinci gündem maddesi olarak duramaz. O bir tarafta durur, gündemin alt sıralarına iner. Orada, Rum tarafı bu kafasını değiştirene kadar bekler. Bizim de halkımızın ekonomik olarak günlük yaşantısını rahat bir şekilde sürdürebilmesi için yapmamız gerekenler var, enerjimizi oraya göndermemiz, oraya yoğunlaşmamız gerekir. Bir kere daha Rum tarafının aklıselim davranmasını ümit ediyorum. Davranmadığı takdirde, Kıbrıs Türk tarafının kendi yolunda devam etmesi zor veya anlaşılmayacak bir karar olmaz.”



Ban: Liderlere “2016’da çözüm” ortak kararlılıklarını sürdürüp, çözüme ulaşmak için ellerinden geleni yapma çağrısı yaptı



BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’e, “2016’da çözüm” ortak kararlılıklarını sürdürüp, çözüme ulaşmak için ellerinden geleni yapmaları çağrısında bulundu.

Ban, Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin “twit” atarak duyurduğu resmi açıklamasında, Kıbrıs çözüm müzakereleri çerçevesinde liderlerin İsviçre’de gerçekleştirdiği görüşmelerle ilgili görüş ve düşüncelerini paylaştı.

Görüşmelere ilişkin ayrıntıları Eide’den öğrendiğini kaydeden Ban, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in tüm çabalarına rağmen müzakerelerde arzulanan sonuca ulaşılamadığını ve toprak ayarlamalarındaki kritlerler konusunda uzlaşılamadığını kaydetti.

Mont Pelerin’deki görüşmelerin müzakereleri son aşamasına götüreceği umudu taşıyan liderlerin hayat kırıklığını paylaştığını ifade eden Ban, liderlerin, 21 Kasım akşamı Lefkoşa’da ara bölgede toplanarak “ortak vatan” hayallerine destek veren binlerce Kıbrıslı Türk ve Rum’un bu beklentilerini yerine getirme arzusunun devam ettiğine inancının tam olduğunu belirtti. Ban, “Kıbrıslılar daha azını hak etmiyor” ifadesini kullandı.

BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, Akıncı ve Anastasiadis’in, müzakerelerdeki “belirli sıkıntıyı” aşmak için ellerinden geleni yapmalarını ve Mont Pelerin’deki “umut verici” çalışmalarını tamamlamalarını istedi.

Ban, “Son18 ayda, başlıklarda önemli mesafeler alarak, daha önce hiç olmadığı kadar, ilerleme sağladılar. Devam etmeleri ve bu başarının devamını sağlamaları gerekiyor” dedi.

Liderlerden, 2016’da çözüm yönündeki ortak kararlılıklarını sürdürüp, çözüme ulaşmak için ellerinden geleni yapmalarını isteyen Ban, bu tarihi fırsatın, gerginliklerin damgasını vurduğu bir bölgede ve dünyada, yitirilmesine izin verilmemesi gerektiğini belirtti.

Kıbrıslıların geleceğinin yine Kıbrıslılar tarafından belirleneceğini kaydeden Ban, liderlere, ortak hedeflerine ulaşmada, tam destek ve yardımcı olma taahüdünü yineledi.

Ban, sonraki adımları belirleme amacıyla liderlerle irtibat halinde olacağını belirterek, konuyla ilgili olarak özel danışmanıyla yakın temas içinde olduğunu belirtti.

Tüm taraflardan, müzakerelerin yeniden başlamasını daha da zorlaştıracak açıklama ve hareketlerden uzak durmalarını isteyen Ban, genel olarak son aşamaya yaklaşan müzakerelerde geçici gerilemelerin yaygın olduğuna işaret etti.

Ban Ki Moon ayrıca ilgili tüm taraflara, özellikle garantör devletler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’ye, müzakereler ve Kıbrıs’ın geleceği açısından oldukça kritik olan önümüzdeki günlerde liderlere ellerinden gelen desteği verme çağrısında bulundu.



Eide, Kıbrıs’a geliyor



BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, pazar akşamı Kıbrıs’a geliyor.

Eide, adada kalacağı süre içinde Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile ayrı ayrı görüşecek.

Eide’nin, Mont Pelerin Zirvesi’nin ardından süreci yeniden hareketlendirmenin yollarını araması bekleniyor.



İngiltere Dışişleri Bakanlığı: "Birleşik Krallık Kıbrıs'ta kalıcı barışın sağlanması için elinden gelen desteği vermeyi sürdürecektir"



İngiltere Dışişleri Bakanlığı, "Kıbrıs'ta kalıcı barışın sağlanması için elinden gelen desteği vermeyi sürdüreceğini" bildirdi.

İsviçre'nin Mont Pelerin kasabasında gerçekleşen Kıbrıs müzakerelerinin sonuçsuz kalmasına ilişkin açıklamasında Bakanlık, "Birleşik Krallık mevcut barış sürecine tam destek vermektedir ve Kıbrıs'ta kalıcı barışın sağlanması için elinden gelen desteği vermeyi sürdürecektir" açıklamasında bulundu.

İngiltere'nin Avrupa ve Amerika’dan Sorumlu Devlet Bakanı Alan Duncan da önceki gün parlamentoda yaptığı açıklamada, İsviçre’deki Kıbrıs müzakerelerinin sonuçsuz kalmasının müzakerelerin "tamamen çöktüğü" anlamına gelmediğini söylemişti.

Duncan, "Müzakerelerin tamamen çöktüğünü söylemek abartılı olur. Müzakereler şimdilik durdu. Biz müzakerelerin, adanın yeniden birleşeceği başarılı bir sonuca erişmesi için mümkün olan her desteği veriyoruz." demişti.

Birleşmiş Milletler gözetiminde, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum lider Nikos Anastasiadis arasında İsviçre’de yürütülen müzakereler Rum Yönetimi’nin beklenen adımları atmaması nedeniyle önceki gün tıkanmıştı.

İsviçre'de 7-11 Kasım'da yapılan görüşmenin devamı niteliğindeki Mont Pelerin zirvesinin amacı, hem toprak meselesinde kriterlerin görüşülmesi, hem de garantör ülkelerin katılacağı beşli konferansın tarihinin belirlenmesiydi.



Atun, İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi toplantısına katıldı



Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun, İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) toplantısına katıldı.

Atun, Kıbrıs konusunda açıklamalarda bulunarak, İSEDAK’a üye ülkelerinin Kıbrıs Türk tarafına vereceği desteğin büyük önem arz ettiğini söyledi.

Atun, hükümetin, yabancı yatırımcıların Kuzey Kıbrıs’a gelmelerini teşvik ettiğini de kaydederek, “Kuzey Kıbrıs’a yatırım yapmayı dileyenler, hükümetimizin desteğine güvenebilirler” dedi. Atun, Türkiye’den gelen suyun üye ülkelerle ticaret potansiyelini artıracağını da vurguladı.

Atun, toplantının açılış töreninde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir süre görüştü.

Sunat Atun, ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ile de bir araya geldi.

Atun, Uganda Maliye Bakanı Hon Matia Kasaya, İslam Ticareti Geliştirme Merkezi Genel Başkanı Dr. El Hassane Hzaine ve Umman Sultanlığı Devlet Planlama Bakanı Sultan Salim Said Al-Habsi ile ikili görüşmeler gerçekleştirdi.

Atun, İSEDAK toplantısında hem KKTC’deki gelişmeler hem de müzakerelerle ilgili bilgi verdi.

Atun, “Dün akşam (önceki akşam) itibarıyla görüşmelerin başarısız olduğu açıklanmıştır. Bir yol haritası belirlenmesine ilişkin Rum tarafının göstermekte olduğu isteksizlik, muhatabımızın Kıbrıs Türk tarafıyla güç ve refahı paylaşma konusunda siyasi iradeye sahip olmadığını göstermektedir” dedi.

2004 yılında iki tarafta eş zamanlı yapılan referandumu anımsatan Atun, “Yarım asırdır adaletsiz bir şekilde izolasyon altında yaşamaya maruz bırakılan Kıbrıs Türk halkının, sonu olmayan müzakerelere ve belirsiz bir geleceğe mahkûm edilmesi mümkün değildir. Son görüşmelerde de çok açık bir şekilde anlaşılmıştır ki Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin tek hedefi Türk topraklarının tamamına sahip olmak ve bunu sağlayacak koşulları elde etmektir” ifadesine yer verdi.

Atun, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın üye devletlere Kıbrıslı Türklerle dayanışmalarını güçlendirmesi yönünde çağrıda bulunan kararlarını fiiliyata geçirmesinin, kardeş üye ülkelerin Kıbrıslı Türklerle daha yakın ilişkiler kurmasının, var olan dayanışmaların yoğunlaştırılmasının Kıbrıslı Türklerin dünyayla bütünleşmesine katkı sağlayacağını vurguladı.

İSEDAK Konseyi’nin İslam ülkeleri arası ticaretin yüzde 25’in üzerine çıkarılması yönünde bir kararı olduğunu anımsatan Sunat Atun, “Buna rağmen üye ülkelerin ticaret ortalaması yüzde 20 civarında. Ülkemizin dış ticaretin yüzde 35’lik kısmını İslam ülkelerine yapması KKTC’nin İSEDAK’ın temel politikasına önemli katkı sağladığı gerçeğini ortaya koyuyor. Özellikle ihraç ürünlerimizi helal standarda uygun üretip belgelendirmekteyiz. Bu alanda yine SMIIC üyeliği bize önemli güç sağlamıştır” dedi.

Atun, konuşmasında Türkiye Cumhuriyeti ile e-gümrük antlaşmasının yapıldığını da anımsattı.

Sunat Atun, İSEDAK toplantısında KKTC’deki ekonomi, eğitim ve turizmle ilgili gelişmelerle ilgili bilgi vererek, hükümetin yabancı yatırımcıların Kuzey Kıbrıs’a gelmelerini teşvik ettiğini söyledi.

Atun, “Üye ülkelerden yatırımcıları Kuzey Kıbrıs’taki yatırım imkanları ve hükümetimizin verdiği teşviklere ilişkin bilgilendirmeye hazırız. Otel, konferans turizmi, özel ilgi turizmi, örneğin yat turizmi ve marina inşası, ülkemizdeki yabancı işadamlarına yönelik fırsatlardan sadece birkaç tanesini teşkil ediyor. Sağlık sektörü ve tarım-sanayi sektörleri de özel sektör ve yabancı yatırımcılar için çekici fırsatlar arasındadır” dedi.

“Kuzey Kıbrıs’a yatırım yapmayı dileyenler, hükümetimizin desteğine güvenebilirler” şeklinde konuşan Atun, “İlgili bakanlıklar, Devlet Planlama Örgütü ve Kıbrıs Türk Yatırım Geliştirme Ajansı, ülkemizdeki geniş yatırım imkanları ve teşviklerle ilgili olası yatırımcı ve işadamlarına bilgi vermeye hazırdır. Turizm alanındaki yatırımlar 10 yıl boyunca vergiden muaftır” ifadesine yer verdi.

Su konusunda da açıklamalarda bulunan Ekonomi ve Enerji Bakanı Atun, suyun çok çeşit ve miktarda tarımsal ürün yetiştirilmesini ve tarım sektörünü önemli derecede gelişmesini sağlanacağını vurgulayarak, Türkiye’den gelen suyun üye ülkelerle ticaret potansiyelini artıracağını vurguladı.

Geçtiğimiz yıllarda KKTC’nin eğitim, ticaret, yatırım, yükseköğrenim ve su konularında İslam İşbirliği Teşkilatı etkinliklerine ev sahipliği yapıldığını anımsatan Atun, önümüzdeki dönemlerde benzer etkinliklere ev sahipliği yapmaya hazır olduklarını vurguladı.













Enformasyon Dairesi







Facebook





Twitter





Website





Instagram













Dışişleri Bakanlığı







Facebook





Twitter





YouTube





Website













KKTC Dışişleri Bakanlığı

Enformasyon Dairesi



Tel: +90 (392) 228 3365 / 228 3241

Fax: +90 (392) 228 4847

E-Mail: pio@mfa.gov.ct.tr

Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC

via Mersin 10 / TURKEY



Twitter: @trnc_pio

Facebook: TRNC Public Information Office / KKTC Enformasyon Dairesi

Youtube: KKTCDisisleri





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 54
Dün Tekil 1947
Bugün Tekil 596
Toplam Tekil 4077324
IP 3.15.219.217






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























17 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Tanr nasip eder, mr m vefa ederse; Musul, Kerk k ve Adalar geri alaca m. Selanik de dahil Bat Trakya'y T rkiye hudutlar i ine kataca m.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.096 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu