BASIN BÜLTENİ Rum tarafının maksimalist tavrı nedeniyle İsviçre’deki ikinci tur görüşmelerden sonuç alınamadı - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Rum tarafının maksimalist tavrı nedeniyle İsviçre’deki ikinci tur görüşmelerden sonuç alınamadı
Tarih: 22.11.2016 > Kaç kez okundu? 1063

Paylaş


İsviçre’de Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in katılımıyla yapılan ikinci tur görüşmeler, Kıbrıs Rum tarafının “maksimalist tavrından vazgeçip makul çizgiye yanaşmaması” nedeniyle ileriye götürülemedi.

Liderler arasında İsviçre saatiyle saat 18.30’da başlayan görüşme, saat 23.30’da sona erdi.

Beş saat süren görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, basına açıklama yaptı.

Açıklamasında Barış Burcu, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın çözüm yolunu açmak için büyük mücadele verdiğini, elinden geleni yaptığını, kendisinin de gelinen aşamada mutlu haber verememenin üzüntüsü içerisinde olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı’nın adaya döndükten sonra değerlendirme yapacağını ve gerekli kararların ona göre açıklanacağını belirten Burcu, “Bütün bir toplum olarak yeni durumu değerlendireceğiz” dedi. Burcu, Akıncı’nın KKTC’ye dönüşünde de detaylı açıklama yapacağını belirtti.

Kıbrıs Türk tarafının, 7 Kasım 2016 da başlayan Mont Pelerin’deki görüşmelere iyi niyetle, hem politik, hem de teknik seviyede hazır olarak geldiğini; Kıbrıs Türk tarafının son aşamaya gidebilmek için de elinden geleni yaptığını kaydeden Burcu, “Maalesef Kıbrıs Rum tarafı, yeterli hazırlıkla gelmedi. Yeterli bir politik, felsefi ve teknik hazırlıkları yoktu” dedi.

Kıbrıs Türk tarafının 11 Kasım 2016 da Kıbrıs Rum talebi üzerine görüşmelere bir haftalık ara verilmesine, barış sürecine katkı koyması umuduyla razı olduğunu belirten Burcu, ancak bu bir haftalık sürecin doğru bir şekilde kullanılmadığına tanık olduklarını, önceki gün başlayan ikinci tur görüşmelerde bunun işaretini de gördüklerini söyledi.

Kıbrıs Rum tarafının toprak konusunu bitirme, diğer taraftan da Kıbrıs Türk tarafının da beklentisi bulunan diğer dört başlık altında kalan konuların da güvenlik ve garantilerin ele alınacağı son aşamaya bırakılması düşüncesinde olduğunu söyleyen Burcu, tıkanıklığın nedeninin, “Kıbrıs Rum tarafının dönüşümlü başkanlığı bile beşli konferansta bir pazarlık konusu olarak cebinde tutma“ ve toprak konusunda “yüksek bir pazarlık marjıyla Kıbrıs Türk tarafının karşısında durma” tutumu olduğunu söyledi.

Yunanistan Başbakanı’nın ”garantiler iptal edilmez, Türk askerlerinin adadan çekileceği tarih de belirlenmezse beşli konferansa katılmayacağı” açıklamasını anımsatan Burcu, “Bu adeta sonucu toplantıya gitmeden elde etme taktiği olarak önümüze atıldı. Buna bizim sessiz kalmamız mümkün değildi. Yunanistan’ın böyle bir aşamada, böyle bir çalışma içerisinde, böyle bir talep ortaya koymasının mantığı var mı? İlerleyebilmemiz, önümüzü görebilmemiz için ve birbirimize yardım edebilmemiz için bu tereddüttün ortadan kaldırılması gerekiyor dedik, BM de bunu makul karşıladı ve bu tereddüdün giderilmesi için, onlarca saat mesai yapıldı. En sonunda Yunanistan’ın hiçbir ön şart koşmadan beşliye katılacağı yönünde bilgiler aktarıldı” dedi.

Yunanistan’ın tavrının tam bir sorumsuzluk örneği olduğunu kaydeden Burcu, Yunanistan Başbakanı’nın tavrının “Çoklu konferansa götürecek bir çalışmayı sabote etmek” olarak değerlendirdi.

Burcu, Mont Pelerin’de ele alınması öngörülen 3 ana kriterden ikisinin, kurucu devletlere kalacak olan toprak oranı ile verilecek topraklara geri dönecek göçmen sayısı olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın 7-11 Kasım’da yer alan Mont Pelerin görüşmelerinde yaptığı açılımların hem BM, hem çözüme ilgi duyan kesimler, hem de Rum kamuoyu tarafından takdirde karşılandığını belirten Burcu, “Cumhurbaşkanımız kriterlerin en önemlisi olan toprak oranı konusunda çok makul, çok yardımcı olacak bir oranı büyük bir politik cesaret ve dirayetle ortaya koydu” dedi

Burcu, “İkinci kriter olan geriye dönecek olan Rum göçmen sayısı hakkında son derece maksimalist taleplerle geldiler ve neredeyse milim kımıldamadan orada durdular, tabii ki bu bizim için kabul edilemez bir şeydi. 90 bin rakamları içerisinde talep koşmak, Annan Planından 12 sene sonra bu talebi koşmak, hangi vicdana sığar” diye konuştu.

Annan Planı döneminde hayatta olan göçmen sayısı ile bugün hayatta olan göçmen sayısı arasında büyük fark olduğunu kaydeden Burcu, “Bu bizim son sözümüzdür diyerek masaya koyan, bunları tartışmayacağını söyleyen, kendini sabitleyen Kıbrıs Rum tarafına karşı biz, makul ölçüler içerisinde her tür esnekliği göstererek, makul ölçüler içerisinde aşmaya çalıştık. Eğer milim kımıldama olmayacaksa bunu nasıl çözeceğiz?” diye sordu.

Burcu, “Maksimalist bir tutum gördük. Ya o, ya bu. Bu şekilde müzakere edilemez. Bu şekilde 50 yıldır çözülemeyen bir Kıbrıs sorunu ileriye taşınamaz” dedi.

Barış Burcu, “Toprak kriterlerinde de, sanki toprak konusu tümden ceplerinde olacakmış gibi bir pazarlık anlayışı ile geldiler. Oysa uzlaşı ve görüşmemizin mantığı bu değildi” ifadelerini kullandı.

Mont Pelerin’de süreçle ilgili olarak, toprak düzenlemelerinin esasını oluşturacak üç kriterin ele alınması ve bu kriterlere uygun olarak tarafların harita çizmesi, haritaların Birleşmiş Milletlere verilmesi, BM’nin de haritaların kriterlerle uyumlu olup olmadığının değerlendirmesi, BM tarafından kriterlere uyumlu haritaların sunulduğu kanaati çıkması halinde beşli konferansın tarihinin açıklanması üzerinde bir uzlaşı bulunduğunu kaydeden Burcu, toprak konusunun beşli konferansta sonuçlanması üzerinde de bir anlayış bulunduğunu söyledi.

Burcu, “Mont Pelerin’e toprağı a’dan z’ye bitirme anlayışı ile gelmedik, uzlaşı da bu değildi” dedi.

Sürecin selameti bakımından bir sorumlulukla hareket ettiklerini belirten, bu nedenle bazen ketum davrandıklarını ifade eden Burcu, Kıbrıs Türk tarafında kalacak toprak oranı konusunda “Teklifimiz yüzde 29.2 idi” dedi.

Güzelyurt’un verilecek topraklar arasında bulunup bulunmadığıyla ilgili olarak Burcu, köy ve yer isimlerinin konuşulmadığını, yer ve köy isimlerinin sürecin son aşamasında tartışılacağını söylediklerini ancak buna karşın Kıbrıs Rum tarafının toprak konusunu burada bitirmek istediğini söyledi.

Annan Planında Kıbrıs Türk tarafına bırakılan toprak oranının yüzde 28.7 olduğunu anımsatan Burcu, Kıbrıs Rum Liderinin Annan Planı’na hayır diyen bir toplumu temsil eden bir kişi olarak pazarlığı yüzde 28.7’den açamayacağını aktardığını ancak Kıbrıs Türk tarafı için Annan Planından 12 yıl sonra bu plandaki oranlara yakın oranları tartışmanın büyük bir cesaret olduğunu, çünkü söz konusu topraklarda pek çok hayatların kökleştiğini söyledi.

Toprak düzenlemelerinde geri dönecek göçmen sayısının, 1973 nüfus sayımına göre verilecek köylerde yaşayan Rum sayısı ele alınarak hesaplanacağını söyleyen Burcu, bu çalışmaların “daha çok Rum’un dönmesine olanak sağlayacak ama daha az Kıbrıs Türkün göçüne sebebiyet verecek bir anlayışla” yapıldığını söyledi.

Burcu, “Kıbrıs Rum tarafının önerisi alt sınır olarak 78 bin, üst sınır olarak da 92 bindi. Diyorlar ki 78 bin ile 92 bin arasında bir sayı iade edilen topraklara göçecek, en azında göçme imkanı sunulacak” dedi.

Kıbrıs Türk tarafının son ana kadar bu rakamı makul bir çizgiye çekmeye çalıştığını belirten Barış Burcu, Kıbrıs Rum tarafının sunduğu 78 ve 92 bin aralığını ilk ve son teklif olarak sunduğunu, bunların “ilk ve son sözleri olduğunu” söyledi.

Kıbrıs’ta yapılan gösteriler konusunda da Burcu, Kıbrıs’ta bir çözüm için çaba harcayan herkese teşekkür etti.

Süreçte bir suçlama oyununa girmek istemediğini belirten Burcu, “Kıbrıs Türk tarafının, Cumhurbaşkanı ve müzakerecinin, tüm ekip olarak hepimizin iyi bir sonucun ortaya çıkması için iyi niyetle çalıştığımızı söylemek istiyorum, bu bakımdan tüm arkadaşların, Cumhurbaşkanı’nın vicdanı çok rahattır” dedi.

Kendisinin 42 yıldır barış için mücadele veren bir kişi olduğunu belirten Burcu, “Hayatımın en büyük hayal kırıklıklarından birini yaşadım” dedi.

Burcu, düşüncelerini, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve birey olarak vicdanı rahat olarak paylaştığını belirtti.



BM: “Toprak düzenleme kriterlerinde anlaşmaya varılamadı, taraflar Kıbrıs’a dönüp değerlendirecekler”



Mont Pelerin zirvesinin sonuçsuz kalmasının ardından Birleşmiş Milletler yaptığı yazılı açıklamada, Kıbrıslı Türk Lider Mustafa Akıncı ile Kıbrıslı Rum Lider Nikos Anastasiadis’in iki gün boyunca ciddi ve aralıksız görüşmeler gerçekleştirdiği belirtilerek, liderlerin tüm çabalarına rağmen, görüşmeleri sürecin son aşamasına taşıyacak toprak düzenlemesine ilişkin kriterlerde gerekli yakınlaşmaları sağlayamadığı kaydedildi.

İki tarafın Kıbrıs’a dönmeyi ve ileride atılacak adımları değerlendirmeye karar verdiği ifade edilen açıklamada BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin de bu gelişmeleri BM Genel Sekreteri’nin bilgisine getireceği belirtildi.



Taksi Şoförü, Güney Kıbrıs’ta iki Rum’un saldırısına uğradı.



Ali Karapaşa isimli taksi şoförü, Lefkoşa’nın güneyinde iki Rum fanatiğin saldırısına uğradı. Suç ve Suçlara İlişkin Teknik Komite’nin Kıbrıslı Türk Ekip Başkanı Hakkı Önen’in verdiği bilgiye göre, Metehan yakınlarında meydana gelen olayda, Karapaşa 2 Rum tarafından ciddi şekilde darp edildi.



Lefke’nin 6. ilçe olmasını öngören yasa tasarısı onaylandı



Bakanlar Kurulu, Lefke’nin 6. ilçe olmasını öngören yasa tasarısını onaylayarak Cumhuriyet Meclisi’ne gönderdi.

Başbakan Hüseyin Özgürgün toplantının ardından yaptığı yazılı açıklamada, “uzun zamandır üzerinde çalışılan ve kamuoyu tarafından da yakından takip edilen Lefke’nin 6. ilçe olmasıyla ilgili hazırlıkların tamamlanması üzerine, Mülki Yönetim ve Bölümleri (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın onaylanarak Cumhuriyet Meclisi’ne gönderildiği” ifade edildi.



Tarihi Kumarcılar Hanı açılıyor



Restorasyonu tamamlanan Lefkoşa Surlar içindeki tarihi Kumarcılar Hanı, yarın yeniden hizmete açılıyor.

Finansmanı TC Yardım Heyeti tarafından karşılanan ve 1. Etabı Aralık 2012 itibarıyla Eski Eserler ve Müzeler Dairesi ile Planlama ve İnşaat Dairesi’nin kontrollerinde Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı’na bağlı Turizm Planlama Dairesi Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen tarihi Kumarcılar Hanı’nın restorasyonu tamamlandı.

Turizm ve Çevre Bakanlığı, 12 Temmuz 2011 tarihinde imzalanan bir protokolle, yok olmaya yüz tutmuş olan Kumarcılar Hanı’nı turizme kazandırılabilmek amacıyla 12 yıllık bir dönem için kullanım hakkını mal sahipleri Aziz M. Kent ve A. Behzat Aziz Beyli’den devralmıştı.

Kumarcılar Hanı, Osmanlı idaresinden günümüze kadar olan süreçte Lefkoşa’da inşaa edilen 18 handan biri ve Osmanlı döneminde inşa edilmiş olan Büyük Han’dan sonraki en önemli han binası.

Restorasyon esnasında yıkık durumda olan Batı cephesindeki odaların temel işleri yapılırken Venedik dönemine ait olduğu düşünülen 70 cm kalınlığında 2 büyük kemer açıklığına sahip bir duvar bulundu.

Tam tarihlendirme yapılabilmesi için hanın önemli görülen birkaç noktasından alınan taş ve harç örnekleri İstanbul Yeditepe Üniversitesi laboratuvarına gönderildi.

Bu kemerler açığa çıkarılırken çok miktarda su testisi, küp ve seramik parçaları bulundu. Bulunan parçalar Eski Eserler ve Müzeler Dairesi tarafından restorasyonu yapılarak bulundukları yerde oluşturulan özel bir bölümde, ortaya çıkarılan kemerlerle birlikte sergilenecek.













Enformasyon Dairesi







Facebook





Twitter





Website





Instagram













Dışişleri Bakanlığı







Facebook





Twitter





YouTube





Website













KKTC Dışişleri Bakanlığı

Enformasyon Dairesi



Tel: +90 (392) 228 3365 / 228 3241

Fax: +90 (392) 228 4847

E-Mail: pio@mfa.gov.ct.tr

Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC

via Mersin 10 / TURKEY



Twitter: @trnc_pio

Facebook: TRNC Public Information Office / KKTC Enformasyon Dairesi

Youtube: KKTCDisisleri





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 23
Dün Tekil 1579
Bugün Tekil 174
Toplam Tekil 4063144
IP 3.141.47.221






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























8 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Ba ka dile uymaz anan n sesi, Her s z n ararsan vard r T rk esi
(Ziya G KALP)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.406 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu