GÜNEYDOĞU”DA AÇILIMLAR SÜRECİNDE DEVLETİMİZ NELERİ YAPMALIDIR - H. Okan BALCIOĞLU - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









GÜNEYDOĞU”DA AÇILIMLAR SÜRECİNDE DEVLETİMİZ NELERİ YAPMALIDIR - H. Okan BALCIOĞLU
Tarih: 29.01.2010 > Kaç kez okundu? 2745

Paylaş






Yapılması gerekenlerin başlıcaları aşağıda belirtilmiştir. Bunlar;



1- Öncelikli olarak 1934”de kabul edilen fakat hangi mantıkla 1947”de değişdirildiği bilinmeyen ve her nedense o hükümetden sonra iktidara gelen hükümetin geri getirmeyi aklına getirmediği veya cesaret edemediği İskan Kanunu”un 10. maddesi aynen kabul edilerek yürürlülüğe sokulmalıdır. Bu kanun maddesi şöyledir;



Madde 10 – A: Kanun aşirete hükmi şahsiyet tanımaz. Bu hususta her hangi bir hüküm, vesika ve ilama müstenit de olsa tanınmış haklar kaldırılmıştır. Aşiret reisliği, beyliği, ağalığı ve şeyhliği ve bunların her hangi bir vesikaya veya görgü ve göreneğe müstenit her türlü teşkilat ve taazzuvları kaldırılmıştır.



B: Bu kanunun neşrinden önce her hangi bir hüküm veya vesika ile veya örf ve adetle aşiretlerin şahsiyetlerine veya onlara izafetle Reis, Bey, Ağa ve şeyhlerine ait olarak tanınmış, kayıtlı, kayıtsız, bütün gayrimenküller Devlete geçer. Bu kanun hükümlerine ve Devletçe tutulan usüllere gore bu gayrimenkuller muhacirlere, multecilere, gocebelere, naklolunanlara, topraksiz veya az toprakli yerli ciftcilere dagitilip tapuya baglanir. Bu gayrimenkullerin aidiyeti tapu sicillerindeki kayıtlara göre tesbit olunur. Tapu sicillerinde aidiyete dair bir kayıt yoksa veyahut kayıtlar yalnız şahıslar namına olupta halk arasında bunların aşirete ait olduğu sayi bulunuyor ve aşiret fertleri de bu gayrimenkullerden başkasına sahip bulunmuyorlarsa aidiyet, tahkikat uzerine, o yerin idare heyeti karari ile hallolunur; idare heyetlerinin valilerce tasdik edilen bu kararı katidir.



Bu kanunun kabulu ile bölgenin en önemli problemi olan ve yıllarca çözümlenmesi umulan toprak reformu böylelikle halledilmiş olacaktır.



2- Bir dönem gündeme gelip bir daha uygulanması düşünülmeyen, köykent projesi yeniden gündeme alınmalıdır. Nüfusu takriben dört köyü barındıracak, güvenlik açısından yerleşimi sıkıntı oluşturmayacak uygun bir arazide, alt yapı ve üst yapıları çözülmüş, içinde her tür sağlık, kültür, eğitim binalarınında yer aldığı yerleşim alanları oluşturularak halkın bu alanda iskanı sağlanmalıdır. Bu yerleşim birimi sakinleri kendi topraklarını veya kendilerine tahsis edilecek toprakları işlemesi hususunda teşvik edilmelidir.



3- Hayvancılığa önem verilmeli ve teşvik edilmelidir. Bölge ekonomisi icin eskiden çok önemli bir girdi olan ve terör yüzünden son yirmi senedir sekteye uğramış olan hayvancılık krediler, bedelsiz hayvan dağıtımı ile yeniden diriltilmeli, bölgede oluşturulacak gerek devlete ait gerek ise özel kombinalarda bunlar hayvansal ürünlere dönüştürülmelidir.



4- Bölgede faaliyet göstermeyi arzulayan özel sektoru cezbedebilmek için alt yapı ve güvenlik problemleri çözülmüş sanayi alanları oluşturulmalıdır. Bu tür işletmelerden en az beş yıl vergi alınmamalı ve enerjiyi uygun fiyattan kullanmaları sağlanmalıdır.



5- Bölge dahilinde bütün yollar islah edilmeli özellikle demiryoluna önem verilmelidir. Bölgede coğrafyası uygun olan her yerleşim birimine demiryolu ile ulaşım sağlanmalıdır. Bu yolla aynı zamanda yerel üretim değerleri, (Madenler, mahsüller) daha düşük maliyetle ülkemizin çeşitli bölgelerine, limanlara ulaştırılmış olacak bu da ülke ekonomisine girdiyi arttıracaktır.



6- Ekonomik yetersizlik, iklim şartlari veya terör yüzünden çocukların eğitimini yarım bırakmasina veya eğitim almamasına müsaade edilmemelidir. Bu çocuklarımızın ( Kız/erkek ) bölgenin ve ülkemizin her yerindeki yatılı okullara yerleştirilmeleri sağlanmalıdır.



7- Güvenlik açısından sorunsuz olan ve genellikle ahalisi ziraat – hayvancılıkla uğraşan yerleşim birimi sakini gençlerin daha bilinçli çiftçilik yapabilmeleri için köy enstitüleri yeniden kurulmalı ve burada caşdaş ziraat – hayvancilik teknikleri hususunda bilgilendirilmelidirler.



8- Tarım bakanlığı bölge şartlarında yetiştirilen mevcut mahsülun kalitesini arttırma hususunda bölge halkını bilgilendirmeli, onların dışında alternatif ürünlerde toprak sahiplerine önerilmeli, ücretsiz toprak analizleri yapmalı, sulama tesislerini yaygınlaştırmalı, artizyen kuyularının arttırılması sağlanmalı ve toprağı işleyen bölge köylülerine ucuz yakıt, vergide indirim ve uygun kredi kolaylıkları sağlanmalıdır.



9- Terör örgütünün bölgedeki kamu teşkilatları içinde kadrolaşmasına sebep olan becayiş ( Karşılıklı yer değiştirme) sistemi derhal kaldırılmalı ve bu güne kadar becayiş yolu ile o bölgeyi tercih edenler hakkında güvenlik kuvvetlerince güvenlik araştırması yapilmalıdır. Bu araştırmalar sonucu bölge güvenliği için sorun oluşturanlar tespit edilerek haklarında kanuni işlemler baslatılmalı, oluşturması muhtemel olan kamu personelleri ( Sağlık, eğitim v.b.g.) bölge dışında ki başka illere tayin edilerek terör örgütünün kamu kurumlar içinde yapılanması engellenmelidir. Bu yolla bölgede sadece bölge insanının ve ülkenin iyiliğini, huzurunu ve geleceğini amaçlamış personelin görev yapması sağlanmalıdır.



10- Maden, Tetkik ve Araştırma Enstitüsü bölge genelinde ki maden rezervlerini güncel teknolojik imkanlar çerçevesinde yeniden tespitini yapmalı, kalitesi ve rezervi işletmeye uygun olanların faaliyete geçirilmesi gerekmektedir. Bu süreçte özellikle maden zenginleştirme üniteleri kurularak istihadamın arttırılması sağlanmalıdır.



11- Devlete ait olan bazı ağır sanayi tesisleri ile Silahlı kuvvetlerimize ait bazı üretim tesisleri bu aşamada bölgeye taşinmalı, böylelikle bölgede ekonomik hareketlilik sağlanmalıdır.



12- Atatürk barajı ile yan ünitelerinin inşaatının bitirilmesine hız verilmeli, biten kısımlar derhal devreye alınarak bölgedeki mahsül oranının arttırılmasına çalışılmalıdır.



13- Bölgede yapımı planlanan ve yapımı devam eden bütün gölet – baraj projelerine hız verilmelidir. Bu gölet alanlarından balıkçılık ve suya bağlı ürünlerin ( Tekne yapım/ tamiri, havyar v.b.g) üretimi hususunda halk bilgilendirilerek ekonomik değere dönüştürülmesi hususunda projeler geliştirilerek uygulamaya geçilmelidir.



14- Bölgede görev alacak kamu personeli bölgeye gelmeden önce bölge yapısı, şartları ve bölgenin sosyo kültürel ve ekonomik yapısı hakkında bilgilendirilmelidir. Bölgede çalışan kamu personeline her tür sosyal imkan sunulmak yolu ile yaşam ve geçim sartlari iyileştirilmelidir.



15- Ülkemizin bölünmez bütünlüğünü koruma yolunda hayatını kaybetmiş ve yine bu uğurda sakat kalmış bütün güvenlik mensuplarımızın ( Asker, polis, korucu ) maaşları arttırılarak kendi veya yakınlarının kimseye muhtaç kalmayacak bir seviyeye çıkartılmalı, onlara / geride kalanlarına birer adet daire ve yine uğruna kan akıttıkları, can verdikleri bölgeden kendilerine belli bir miktar ekim arazisi verilmelidir. Bu yolla devlet onlara babalığını ve ülkenin kendisi uğruna fedakarlığa katlanmış olan insanlarına nasıl sahip çıktığını göstererek en azından geride kalanların toplum içinde gururlarına halel getirecek bir magduriyeti yaşamaktan kurtarılmalılardır.



16- Devlete bağlılığını terör örgütüne tavır koyarak ifade eden ve hatta bu sebeple silaha sarılmış olan yerleşim birimlerinin ihtiyaçlarının giderilmesinde öncelik sağlanmalı, kamuda ki işlerinin çözümlenmesi hususunda kolaylık gösterilmelidir.



17- Bölgedeki özellikle gençler ve çocuklar nazarında halk kahramanı poziyonuna getirilmeye çalışılan örgüt lideri ve teröristlerin gerçek yüzünü gösteren, yaptıkları katliamları anlatan , tanınmış oyuncuların kadrosunda yer aldığı, yüksek maliyetli dizi ve filmler çekilerek örgüte sempati duyan kesim yapisi hakkinda bilgilendirilmelidir. Bunlarla ilgili bizzat pişman olmuş orgut üyelerinin anlatımınında içinde olduğu canlandırılmalı gerçek olmuş olayları konu alan belgeseller yapılmalıdır.



18- Din adamlarına bölge koşullarına göre ve terör ile ilgili vaaz konuları vererek halkın, teroristlerin niyetini daha iyi anlaması hususunda bilinçlendirmesi gerekmektedir.



19- Türk Tarih Kurumu ve ülkemizdeki devlet üniversitelerin tarih/sosyoloji bölümlerinin, özel araştırmacıların bölgede yoğun çalışmalar yaparak bölge tarihi, kültürü üzerine gerçeklerin ortaya çıkartılması bu yolla terör örgütünün empoze etmeye çalıştığı farklı etnisite söyleminin mesnetsizliğini vurgulamak için çalışmalar yapmaya teşvik edilmeleri ve bu araştırmalar için finanse edilmeleri mecburidir.



20- Bölgenin tarihi süreci ve ülke bütünlüğümüzün önemi hususunda okullarda ek dersler konulmalıdır. Ülke genelinde okullarndan mezun olan öğretmenlerimiz formasyon süreci kadar en azından bir dönem bu hususta bir bilgilendirmelidir.



21- Terör örgütünün bölgede etnisite oluşturmayı amaçlayan yanlı ve uydurma tarih tezini çürütmek ve gerçekler hakkında bilgilendirmek için konuya hakim tarihci ve sosyologlardan oluşmuş bir heyetin bölgedeki gerek eğitim kurumları ( Lise – üniversite) gerek ise ilçe – ilçe dolaşarak halkın katılacağı hatta sorulu cevaplı olacak konferans – seminer düzeyinde toplantılar düzenlemesine zemin hazırlanarak halkın gerçekler hususunda bilgilendirilmelidir.



22- Siyasi yapının bölgede faaliyet gösteren kamu personeline ( Yürütme ve yargı ) müdahele ve baskı yapmasına izin vermeyecek bir düzenlemenin yapılmasina ihtiyaç vardır. Bu tür bir düzenleme akabinde müdahil olanlar hukuki yargı önüne çıkartılarak cezalandırılmalıdır.



23- Bölgede seçilecek bir alan üzerinde Türkiye”nin en büyük ihtisas fuarlarindan biri kurulmalıdır. Güneydoğu bölgemizin jeopolitik konumu gereği Arap, İran, Orta ve Guney Asya”ya yakınlığı burasını cok cazip bir hale getirecektir.



24- Sınıra yakın bir yerde büyük bir serbest bölge oluşturularak gümrüksüz mal satışının gerçekleştirilmesi yoluyla bölge ekonomisinin canlandırılması sağlanmalıdır.



25- Bölge dahilinde ki mevcut turistik yerlerin haricindeki hale hazırda toprak altında olan tarihi sit alanlarında da kazılar yapılarak gün yüzüne çıkartılmalı, geldiklerinde kalabilecekleri trustik barınma ve eğlence yerlerinin inşası husususunda kamu ile özel sektör yatırımlar yapmalıdır. Bu yolla Türkiye”ye gelen ama ancak belli bölgelerimize giden turistlerinde bu bölgemize uğrayarak buradaki tarihi / tabiat güzelliklerini görmek ve kalmak için trustik tesislerde harcıyacakları paralar doğrudan bölge dolaylı yoldan ise ülke ekonomimize yansıyacaktır.



26- Terör olayları için alınacak tedbirlere gelince bu artık sadece silahlı kuvvetlerin işi olmaktan çıkmış olup devletimizin omurgalı, dirayetli duruşu ve onun hareket eden uzuvları olan kurumlarına vereceği direktiflerle önlenecektir. Gerçek olan siyasi gücün bu aşamada ülkesinin toprak ve millet bütünlüğünü koruma amacında samimi olmasıdır.



Yazımın sonunda bir kaç tespit de bulunmalıyım. Dünyanın hiç bir ülkesinde terör teröristlerle veya onlara yakın olan siyasi görüştekilerle anlaşarak sonlanmamıştır. Terorist organizasyonlar küçük çocuklara benzer onları muhatap alıp istediğiniz ciddiyetle konuşun biraz sonra yine aynı şeyi yapacaktır. Devleti devlet yapan dirayettir. Belli konularda taviz verilemez. Karşinizda ki kontrolsuz güce ne kadar taviz verirseniz verin hep fazlasını isteyecektir. Almaya bir alışırsa sonucunun nereye gideceğini bilemezsiniz. Söz gelimi terör örgütü ile veya aracısı ile anlaştınız, bu sefer o örgüt ikiye veya üçe ayrılarak sizinle mücadeleye yine devam edecektir.



Tarih terörün tanımlandığı dönemden itibaren örgütlerin çöktüğünü yazmış olsa bile teröristlerin itibarının daima ayakta kaldığını göstermiştir. Güneydogu Anadolumuz”da ki halkımız hiç bir zaman sözde etnik bir dava için ayaklanmamıştır. Teröristlerin ve yandaşlarının ifade ettiği ayaklanmaların çoğu ya makam beklentisinin boşa çıktığı feodal kesimlerce, ya dini endişelerle ilgili din adamlarınca yada aşırı vergi alımına karşı aşiretlerce çıkartılmıştır. Bu çerçevede bölgenin sorunu feodal düzen ve ekonomik sebeplerdir. Yukarı da ifade edilmiş olan bu süreçten çıkış önerilerinden hepsini veya en azından yarısını yapmadan vaadlerde bulunmak sadece sonu terör örgütüne yarayacak ve ülkeyi sonu tahmin edilemiyecek bir kaosa sürükleyecektir. Bu süreçte devlet adamlarımıza çok ciddi sorumluluk düşmektedir. Şu kesinlikle unutulmamalıdır ; ülkemizin o bölgesinde halkımızın büyük kısmı devletimizden yanadır. Fakat daha önce de belirttiğim gibi yapılan bir çok yanlışlık ve yine zamanında alınmayan bir çok karar yüzünden bölge insanı terör örgütünün caydırıcı gücü karşısında suskunluğa girmiş, terör örgütünün insiyatifini isteksiz olarak kabullenmek zorunda kalmıştır. Bu zincirleme reaksiyon olarak ülke geneline yayılan bir hoşnutsuzluğun oluşmasına ve ülke vatandaşlarının devletini sorgulamaya başlamasına neden olmuştur. Artık devletimiz kurumları sorumluluğunun farkına varmalı ve öncelikli olarak toprak reformunu gerçekleşirmelidir.



Devletimiz açılım maksadıyla yukarıda ki türden çalışmalar yapmayı gündemine aldıysa millet olarak sadece gurur duyarız, yok açılım maksadı ile olmayan etnik kavramlar varmış gibi gösterilip terör örgütünün sonu felakete götüreceği belli olan beklentileri cevaplandırılacaksa bunun yukarıda da değindiğim gibi çok dramatik ve trajik sonuçları olacaktır. Özellikle de devlete güvenmiş/güvenen ama gaddarca eylemler sonucu sinmek zorunda kalmış olan milyonlarca bölge insanını, teröristlerin, sempatizanların ve yine onların siyasi partilerinin insafına terk edemez, hayal kırıklığına uğratamaz, onları başı bükük terör örgütünün söylemi ile işbirlikçi, hain pozisyonunda yüz üstü bırakamaz. Bunu yapmaya hakkı yoktur onlar güvendikleri devletin her zaman yanlarında dimdik durmasını arzulamışlardır, arzularlar, beklerler ve bu da haklarıdır. Aksi bir tutum, devletin babalık ve vefa kavramına sığmadığı gibi yaraşmazda. Bundan sonra bölgemiz insanlarını, şehit ailelerini, gazileri ve onların ailelerini genelde bütün bir milleti evlatsız kalmanın, dul yaşamanın, yetim büyümenin, her türlü ekonomik mağduriyete, yokluğa katlanmanin acısını dindirecek, huzura kavuşturacak tek tadmin nedeni uğruna bu zamana kadar her türlü cefaya - acıya şikayetsizce, büyük bir vakurla katlandıkları değer olan bu ülkenin ilelebet toprak bütünlüğünü koruması, tek millet olarak ilelebet yaşaması, özelliklede her hangi bir terör örgütü veya onun siyasi kanadı ile arkasındaki güçlerin taleplerine baş eğmeyecek dediklerini yapmayacak onurlu, güçlü bir devletin vatandaşı olarak bulunmaktır.



OKAN







Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 43
Dün Tekil 1927
Bugün Tekil 1376
Toplam Tekil 4067510
IP 3.145.60.29






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























10 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk hakanlar ve T rkmen Padi ahlar devlet i lerinde hatunun fikirlerini st n tutar.
(N ZAM L-M LK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 2.098 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu